TÜRKİYE'DE KOOPERATİFÇİLİK VE GELİŞİMİ

*Ahmet KURTULAN

Özellikle 19. yüzyılın ortalarından itibaren Avrupa ülkelerinde görülen kooperatifçilik hareketi, Osmanlı Devleti’nde Mithat Paşa’yı da (1822 – 1884) etkilemiştir.

Mithat Paşa Niş valisi iken 1863 yılında Memleket Sandığı adı altında ilk tarım kredi örgütünü kurmuştur. Valiliği sırasındaki başarısı tüm ülkeye yayılan Mithat Paşa’nın hazırladığı Memleket Sandıkları Tüzüğü 1867 yılında hükûmetçe kabul edilir. Memleket Sandıklarının ülkenin her tarafında kurulması hükümetçe tüm valilere görev olarak verilir.

Memleket Sandıkları Tüzüğü iki bölümden oluşur: Birinci bölümde yönetim, sermaye, borç verme ve kârın bölüşümü; ikinci bölümde ise sandığın muhasebe ilkeleri belirlenmiştir.

Sandığa sermaye sağlamak için, boş hazine arazileri köylüler tarafından boş günlerinde birlikte çalışma usulü ile ekilecektir. Bu çalışma sonucu elde edilen ürünler ilçe merkezine götürülüp orada hükûmetin ve köy ihtiyar kurulunun denetimi altında satılır. Böylece elde edilen gelir Memleket Sandıklarına sermaye olarak yatırılacaktır.

Mithat Paşa hazırladığı tüzük ile bir anlamda üretim kooperatifleri ile tarım kredi kooperatifçiliğini birleştirmeyi düşünmüştür.

Sandıkların yönetimi, ilçe halkı tarafından seçilen ve Sandık Eminleri denilen dört kişilik bir kurul tarafından yürütülürdü. Eminler ücretsiz çalışırlardı. Sandıklarda ücretli olarak sadece kâtipler çalışırdı. Katibin ücreti, ödünç verilen paralardan bir defaya mahsus olmak üzere para tutarına göre % 0,25 - 1 oranında alınan giriş ücreti ile ödünç olarak verilen paralardan alınan faizlerden karşılanırdı.

Sandıktan borç para verilebilmesi için sermayesinin en az 200 altına ulaşması gerekir. Borçlar üreticilere kişisel kefalet ya da rehin karşılığı verilir. Vade ise en az 3 ay, en çok bir yıldır. Ödünç verilecek para en fazla 20 altın, faiz oranı da % 1 idi.

Sandığın gelirlerinden giderleri düşüldükten sonra, arta kalan kârın 1/3’ü risturn olarak dağıtılır, 2/3’ü de okul, çeşme, yol, köprü ve kaldırım işlerinde kullanılır.

Memleket Sandıkları, aşağıdaki oluşumlardan geçtikten sonra bu günkü T.C. Ziraat Bankasına dönüşmüştür:

• 1861 - 1863 Memleket Sandıklarının oluşumu
• 1863 - 1867 Memleket Sandıkları Tüzüğü’nün hazırlanması, ancak hükûmetçe kabul edilmeden uygulamaya konulması
• 1867 - 1882 Memleket Sandıkları Tüzüğü’nün hükümetçe kabul edilip uygulanması ve yaygınlaştırılması
• 1882 - 1883 Ziraat Sandıkları olarak etkinliğini sürdürmesi
• 1883 - 1888 Aşar Vergisi’nin % 10’undan % 11’e çıkarılması ve bu artışa Menafi Hissesi denilmesi nedeniyle, Memleket Sandıkları’nın Menafi Sandıkları’na dönüştürülmesi
• 1888 Sandıkların kaldırılarak bugünkü T.C. Ziraat Bankasının kurulması ve menafi sandıklarının 2.000.000 altın lira olan sermayesinin bankaya geçmesi

Mithat Paşa, Avrupa kooperatifçiliğini taklit etmemiştir. Onun kurmuş olduğu sandıklar Avrupa kooperatifçiliğinden tamamen farklıdır. Fakat kurmuş olduğu sandıklarda kooperatifçilik ilkelerinin hakim olduğu görülür.

Mithat Paşa’dan cumhuriyetin ilânına kadar olan dönem içinde; önce 1911 yılında İzmir’de 45 incir ihracatçısı tarafından “Fig Packers” (Fik Pıkırs) adında bir tröst kurulmuştur. Buna karşın Aydın yöresindeki incir üreticileri de “Aydın İncir Himayei Zürra Anonim Ortaklığı” adlı bir şirket kurmuşlardır. Fakat şirkete, sermaye yetersizliği nedeniyle daha güçlü olan Fig Packers karşısında fazla varlık gösterememiştir.

Fig Packers’e karşı üreticileri malî yönden güçlendirmek için 1913 yılında “Millî Aydın Bankası” (daha sonra TARİŞBANK) adı altında bir kredi bankası kurulmuştur. Bu banka, incir üreticilerini desteklemek amacıyla 1914 yılında “Kooperatif Aydın İncir Üreticileri Ortaklığı” adında ilk tarım satış kooperatifini kurdu. Ancak bu kooperatif, Birinci Dünya Savaşı sonunda etkinliklerine son verdi, 1923’te yeniden başladı.

1920 yılında Atatürk’ün imzasıyla Kooperatif Şirketler Yasa Tasarısı hazırlanıp TBMM’ye sunulmuşsa da savaş nedeniyle görüşülememiştir.

19 Mart 1923’te yayımlanan “Kooperatif Şirketler” kitapçığı, kooperatifçiliğimizin yerleşmesine ve gelişmesine dayanak teşkil etmiştir. Ayrıca bu kitapçık, İzmir İktisat Kongresi’nde ileri sürülen kooperatifçilik ile ilgili düşüncelerin de kaynağı olmuştur.

1924 yılında “İtibarî Ziraî Birlikler Kanunu” çıkarılmıştır. Bu Kanun ile ortaklarına kişisel ve müşterek kefalet ilkesine göre kredi verecek örgütlerin kurulması amaçlanmıştır. Yine aynı yıl, 1850 sayılı “Ticareti Berriye Kanunu”na, kooperatif şirketlerin de ticaret şirketleri arasında olduğuna ilişkin bir fıkra eklenmiştir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında hızla büyüyen ve bir memur kentine dönüşen Ankara’da gıda ve diğer tüketim mallarının yeterli ölçüde ve ucuz fiyatla sağlanması büyük sorun olmuştu. Bu sorunun çözümü olarak devlet dairelerinde çalışan tüm memurları kapsamına alan bir tüketim kooperatifi kurulması düşünülmüştür. Bu kooperatif, 1925 yılında Büyük Atatürk’ün öncülüğünde “Ankara Memurlar Tüketim Kooperatifi” olarak kurulmuş ve kendileri (1) nolu ortak, İnönü ise (2) nolu ortak olmuşlardır.

1926 yılında, 856 sayılı “Ticaret Kanunu”nda yapılan bir düzenleme ile kooperatiflerin de diğer şirketler arasında yer alması sağlanmıştır. Bu Ticaret Kanununda kooperatifler, 5 şirketten biri olarak kabul edilmiştir.

1929 yılında 1470 sayılı “Ziraî Kredi Kooperatifleri Kanunu” kabul edilmiş ve 191 kooperatif kurulmuştur. Bu Kanun’un kabulü üzerine 1929 yılında TBMM açılış konuşmasında Atatürk “Bu yıl ziraî kooperatif teşkilâtına başlanmış olması bilhassa memnuniyetimizi mucip oluyor. Bu kooperatifleri memleketin her tarafına teşmil etmeyi ziyadesiyle iltizam ediyoruz” demiştir.

Atatürk, 1930 yılının Kasım ayı sonlarından başlayarak, üç ayı aşkın süren ve 21 ili kapsayan bir yurt gezisine çıkmıştır. Bu gezinin en önemli duraklarından birisi olarak seçilen İzmir’de Atatürk’ün gittiği kamu kuruluşu Ziraat Bankası, ilk denetleme konusu ise Tarım Kredi Kooperatifleri olmuştur. Atatürk İzmir’de yaptığı iki konuşmasında kooperatifçilik konusunu ele almıştır. Bunlardan ilki olan 27/01/1931’de İzmir Halk Fıkrası Kongresi’ndeki konuşmasında:
Atatürk, 1931 yılında kooperatifçilik konusunda çalışmalar yapmak üzere dönemin başbakanını görevlendirmiştir. Bu çalışmalar sonucu şimdiki adı “TÜRK KOOPERATİFÇİLİK KURUMU” olan “Türk Kooperatifçilik Cemiyeti”nin kurulmasını sağlamıştır.

1934 yılında yine Atatürk’ün öncülüğünde, Ankara’da “Bahçelievler Yapı Kooperatifi” kurulmuştur. Bugünkü, Bahçelievler semtinin semtinin nüvesini bu kooperatif oluşturmaktadır.

1935 yılında Atatürk’ün emriyle 2834 sayılı “Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu” ile 2836 sayılı “Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunu” çıkarılmıştır. Bu kanunlara göre kurulan yüzlerce kooperatif ve bunların birlikleri bugüne kadar yurdun dört bir köşesinde faaliyetini sürdürmektedir.
Atatürk, sahibi bulunduğu Silifke’nin Tekir yaylasındaki çiftliğini de bağışlamak suretiyle, çevre köyleri de içine alacak şekilde bir tarım kredi kooperatifi kurmuş ve 30.06.1936 tarihli kuruluş dilekçesine (1) numaralı ortak olarak imza atmıştır.

Tarım Kredi ve Tarım Satış Kooperatifleri kanunlarının çıkarılmasından sonraki günlere rastlayan 01.11.1936 günlü TBMM açılış konuşmasında “Kooperatif teşkilatı her yerde sevilmiştir. Kredi ve satış için olduğu gibi istihsal vasıtalarını öğretip, kullandırmak için de kooperatiflerden istifadeyi mümkün görüyoruz” demiştir.

1956 yılında çıkarılan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6’ncı bölümünü oluşturan 485 - 502’nci maddelerinde kooperatifler için özel hükümler getirilmiştir. 1969 yılında, Türk Ticaret Kanunu’ndaki bu hükümlerin de kaldırıldığı, genel anlamda ilk Kooperatifler Kanunu çıkarılmıştır. Aynı yıl ayrıca 1196 sayılı Tütün Tarım Satış Kooperatifleri Kanunu çıkarılmıştır.
1972 yılına gelindiğinde ise 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunu çıkarılmış ve eski 2836 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
1985 yılında çıkarılan 3186 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu ile önceki 2834 sayılı Kanunun çoğu maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. 1988 yılında ise 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda önemli değişiklikler yapan 3476 sayılı Kanun kabul edilmiştir. Son olarak 2000 yılında çıkarılan 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Hakkında Kanun yürürlüğe girmiş ve 2834, 1196 ve 3186 sayılı kanunlar yürürlükten kaldırılmıştır.

Kooperatifçilikle ilgili olarak yapılan bu yasal düzenlemelerin yanında 1961 ve 1982 Anayasa’larına da kooperatiflerle ilgili hükümler konulmuştur. 1973 yılında bir bakanlık adına ilk defa “kooperatif” kelimesi eklenmiştir.
Her iki bakanlığın ilgi alanına giren halen 65.000 civarında faal kooperatif olup, bunların % 60’ını yapı kooperatifleri oluşturmaktadır.


*Ahmet KURTULAN
 
1957 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. İlk ve ortaokulu K.Maraş’ta, Maliye Okulunu ve Üniversiteye Ankara’da okudu. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Kooperatifler Kontrolörleri Başkanlığı görevini yapmakta iken 2002 Eylül ayında emekli oldu ve Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerini Yeniden Yapılandırma Kurulunda “Kooperatif Yönetim Uzmanı” olarak görev aldı. 1988/89 yıllarında GÜNEYDOĞUBİRLİK Genel Müdürlüğü yapan ve SMMM ruhsatına da sahip olan KURTULAN’ın kooperatifçilik konusunda yayımlanmış beş kitabı bulunmaktadır.




 

7117 kez okunmuştur.